MEHMET AKKAYA
Sülün Osman vardı eskiden. Anadolu’dan gelen saf köylülere Galata Köprüsü’nü, Kızkulesi’ni satardı.
Sonra Tansu Çiller‘i dolandıran Parsadan çıktı. Sülün Osman’a el öptürecek cinlikteydi. Telefonda bir generalin taklidini yapmış, yüklü miktarda para koparmıştı Çiller’den.
Sonra sosyal medya çıktı. Mertliği bozan tüfek gibiydi internet.
Ne raconu kaldı, ne şerefi (!) dolandırıcılığın. Ayağa düştü.
Şimdi şöyle oluyor bu işler;
Tanınmış işadamı, politikacı, sanatçı ya da bir bilim insanı belirliyorsun önce. Onun sosyal medyadaki resimlerini çalıyorsun.
Bu kişi yurt dışından biri ise eğer, dümen daha tıkırında işler.
Tercihen de Türk de olmamalı. Kolaylıkla kendisine ulaşılmamalı, gerçek hemencecik sahibinden bilinmemeli.
Başka bir ülkenin bakanı, bakanla çekilmiş resmi de olan eşi, ya da adı duyulmuş biri mesela…
Sonra o kişinin adına bir sayfa açılır, çalınan resimleri de eklenir. Biraz gavurcan da varsa eğer, yalan yanlış bir şeyler de yazılır sayfaya.
İnandırıcı olmak lazımdır tabi.
Sonra ava çıkılır.
Çok sayıda kişiye davetler gönderilir, “arkadaş olalım” diye.
Kabul edene, zaman geçirmeden kırık Türkçe ile selam verilir. Ardından, yüklü paralardan, büyük işlerden ihalelerden söz edilir.
E, devir ihale devri yani.
Arada kendini kaybedip, akıcı yazacak olursan da, durumu hemen toparlamak, “tercüme ile yazdığını” söylemek lazımdır.
Çıkılan avda yakalanan bu saf kuşa, “bana ortak lazım” denir yüksek perdeden.
Birçok ülkede temsilciliği olan bir şirketin vardır ama ne yazık ki Türkiye’de yoktur temsilcilik.
Yaptıracağın milyonluk inşaatlar için belediyelerde ve bakanlıkta ruhsat sorunlarını aşılması lazımdır sadece.
Sermaye kendisinden. Aranılan, iş bitirebilen, güvenilir bir temsilcidir sadece.
Sonuçta, 10 milyon dolar, hatta 30 milyon dolarlık bir hesaptır söz konusu olan. Bunca para emanet edilecektir kendisine.
Güven şart!
Kuşun rahat avlanması lazımdır. Miktarda tasarruf edilmez. Rakamlar, projeler havalarda uçuşur.
Kuşun gözleri çıkarıyorsa yuvasından eğer, zoka yutulmuş demektir.
Sonraki hamleye geçilebilir artık.
“Güven”… Kritik konu.
“Hani yanlış anlama da, tereddüt olmasın”, diye tabi.
E, büyük paraları ortaya koyan, “küçücük bir teminat” istemesin mi?
Sülün Osmanlık evrensellik kazanmıştır böylece.
Böylece olta atılan binlerce kişiden sadece 10 saf kuş yakalanmış olsa bile oltaya, o bile Silin Osman’ı, Parsadan’ı kıskandırır billah.
*
Geçtiğimiz aylarda, binlerce kişinin resimleri çalınmış, onların adıyla sahte sayfalar açılmıştı.
Facebook da öylece seyretmişti bu aleni hırsızlığı…
Sonrasını düşünmek bile akla ziyan.
Kaç kişiye oltalar atıldı, haç gariban söğüşlendi, kaç evde facialar oldu, kim bilir?
Kolay para kazanmanın olmadık cinliklerinin keşfedildiği, ekonomiye, üretime zerre katkısı olmayan asalakların türetildiği, kamu kurumlarının tepesindekilere bile üç, beş, hatta on ayrı yerden maaş verildiği, ihale kaymakları ile birkaç senede memleketin en zenginlerinden biri olmanın mümkün olduğu günlerde, böylesi dolandırıcılıklar hafif kalmaya başladı sanki.
Bu yüzden kimse peşine düşmüyor bunların.
Olan Parsadan’a oldu.
Onca sene kodeste yattı.
News
