Olmak ya da Olmamak
Mehmet Bedri Gültekin
Hedefe ulaşmanın üç şartı
Seçimin 14 Mayıs’ta yapılacağı aşağı yukarı kesinleşti. Hızlandırılmış seçim
takvimine göre Mart ayının başında süreç işlemeye başlayacak. Bu durumda önümüzde,
Türkiye’nin önüne bir seçenek koymak bakımından çok fazla bir zaman kalmamış durumda.
Cumhuriyet tarihinin en kritik seçimini yaşayacağız ve seçimlerden sonra Türkiye’yi
daha da zor günler beklemektedir. Bu tespitte, geniş bir mutabakatın olduğunu görüyoruz.
Görünen köy kılavuz istemez.
Sorumluluk; Cumhur, Millet ve HDP etrafında oluşan ittifak dışında kalan Partilerin
omuzlarındadır.
Sorumluluğun gereği, bugün arayış içindeki Türkiye’nin önüne, seçimlerde bir çıkış
yolunun olduğunu, somut olarak gösterecek bir sonucu almayı zorunlu kılıyor.
Böyle bir sonucu elde etmenin bazı koşulları bulunmaktadır. Türkiye’nin önüne bir
çıkış yolu koymak sorumluluğunu duyan herkesin bu koşulları dikkate alması önemlidir.
halkı esenliğe çıkarmak için halkçı-devletçi, planlı, karma ekonomi modelinin
uygulanacağını, sığınmacıları en kısa zamanda ülkelerine geri göndereceğini ve Başkanlık
Sistemini değil Güçlendirilmiş Meclis Sistemi’ni uygulayacağını ilan etmelidir.
Türkiye için çıkış yolu anlamına gelecek bu program, şöyle de ifade edilebilir:
Türkiye’nin yeri Atlantik İttifakı değil, bir parçası olduğu Avrasya’dır ve bunun yolu
Atatürk’ün Bölge Merkezli Dış Politikasını uygulamaktan geçer. “Türkiye Cumhuriyeti
şeyhler, dervişler, müritler ve mensuplar ülkesi olamaz!” Neo liberal serbest piyasa sistemi
bugünkü krizin nedenidir. Stratejik sektörler kamulaştırılacak ve ülkenin kaynakları, milli
ekonominin geliştirilmesini amaçlayan planlı ekonomiyle değerlendirilerek Türkiye
ekonomisi ayağa kaldırılacaktır. Suriye başta olmak üzere ilgili ülkelerle görüşülerek
sığınmacı sorununa köklü çözüm bulunacaktır. Türkiye’nin 200 yıllık demokratikleşme
tarihinin ortaya çıkardığı yönetim biçimi; Milletimizin, seçtiği temsilcileri eliyle kendini
yönetmesidir.
Program genel ilkelerden oluşmalıdır. Ortak paydası Türkiye olan bütün Partileri ve
çevreleri kapsamalıdır. Ayrıntıya girildi mi doğal olarak her Partinin farklı görüşleri vardır ve
ortak bir zeminde buluşmak güçleşir.
“Daha fazla Parti olursa sorun çıkar” gibisinden bir gerekçe ise doğru olmamanın
ötesinde, söyleyen söz konusu Partiyi, daha en başından ‘kendi kalesine gol atmak’ konumuna
düşürür. Böyle bir gerekçeyi ileri süren Parti’yi halk, en rahat anlaşabileceği Partilerle bile
“sorun çıkar” gerekçesiyle uzak durmasını gördüğü zaman; “Türkiye’nin devasa sorunlarını
nasıl çözecek” diye düşünür haklı olarak.
Kendisini ideolojik olarak aynı yerde duran Partilerle sınırlayanlar ise gerçekte, ülkeyi
yönetmek gibi sorunu, ciddi olarak önlerine koymamışlardır. İktidar sorunu aynı zamanda bir
cephe (ittifak) sorunudur. Kendilerini sadece kendilerine benzeyenlerle sınırlayanlar hiçbir
zaman iktidar olamazlar.
Ortak paydası “Tam Bağımsız Türkiye ve Laik-Demokratik Cumhuriyet” olan herkesi
birleştirdiğiniz zaman halkın dikkate alacağı güç merkezi ortaya çıkar.
GÜNDEM
20 Mart 2023UNCATEGORİZED
20 Mart 2023EKONOMİ
20 Mart 2023EKONOMİ
20 Mart 2023GÜNDEM
20 Mart 2023GÜNDEM
20 Mart 2023SPOR
20 Mart 2023Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.