Sosyalist Cumhuriyet Partisi (SCP), katledilişinin yıldönümünde devrimci aydın Uğur Mumcu’yu andı. Uğur Mumcu’nun Tam Bağımsız Türkiye mücadelesi verdiğini söyleyen SCP Genel Sekreteri Kamil Dede, parti olarak Uğur Mumcu’nun bıraktığı yerden görevi devraldıklarını belirtti. Dede, 24 Ocak 2001’de suikastla katledilen Diyarbakır Emniyet Müdürü Ali Gaffar Okkan’ı da saygı ile andıklarını söyledi.
Sosyalist Cumhuriyet Partisi Genel Sekreteri Kamil Dede, 24 Ocak 1993’te katledilen Uğur Mumcu’yu andı.
Anma etkinliğinde SCP Genel Sekreteri Kamil Dede tarafından yapılan açıklamada şunlara yer verildi:
“Ben Atatürkçüyüm… Ben anti emperyalistim… Ben tam bağımsız Türkiye’den yanayım… Ben cumhuriyetçiyim… Ben lâikim… Ben insan hakları savunucusuyum… Ben terörün karşısındayım… Ben yobazların, hırsızların, vurguncuların, çıkarcıların düşmanıyım… Araştırarak yazdığım hiçbir konuyu yalanlayamadınız. Öyleyse: Vurun, parçalayın, her parçamdan benim gibiler, beni aşacaklar doğacaktır.” (UĞUR MUMCU)
Kendini böyle özetler Uğur Mumcu. Bu özet, aynı zamanda Uğur Mumcu’yu yaratan değerlerdir. Uğur Mumcu, tesadüfen var olmadı. Benimsediği ve uğruna mücadele ettiği değerler Uğur Mumcu olmasını sağladı. Ömrünü emperyalizme karşı ülkesinin bağımsızlığına ve insanlığa adamış bir devrimci. Örnek bir devrimci aydın, araştırmacı, yazar. Varoluş nedeninin bir anlamı vardır Uğur Mumcu’nun.
Uzak görüşlüdür, uyarıcıdır Uğur Mumcu. ABD’nin beslediği, ayrılıkçı terör ve yobaz gericilik ile ilgili şöyle söyler: “Kürtler sömürgeciliğe karşı bağımsızlık savaşı yapıyorlarsa ne işi var CIA ve MOSSAD’ın Kürtler arasında? Yoksa CIA ve MOSSAD, anti emperyalist savaş veriyorlar da dünya bu savaşın farkında değil mi?”
“Cemaatlere, tarikatlara giren çocuklar 30 sene sonra general olacaklar, cumhuriyete karşı ayaklanacaklar.”
PKK ve FETÖ’nün geldiği yeri çok önceden görmesi ve gerekli uyarıyı yapması, kayda değer derslerdir.
Atatürk Devrimlerine sıkı sıkıya bağlıdır ve onların amansız savunucusudur.
1980 yılında, “24 Ocak Kararları” olarak adlandırılan bir kararla piyasa ekonomisine geçilir. Bir dizi karar alınır ve üretim yerine, dış borçlanmaya dayalı piyasa ekonomisine geçilir. Bir başka deyişle, Atatürk Cumhuriyeti’nin üretime dayalı planlı ekonomik sistemi tasfiye edilmeye başlanır ancak Atatürk Cumhuriyeti’ni ortadan kaldırmak hiç de kolay değildir. Diğer yurtsever aydınlarımız gibi Uğur Mumcu da mücadelenin başındadır. Piyasa ekonomicilerine sistemlerini uygulamak için bir kuvvet gerekmektedir. Amerikancı 12 Eylül Askeri Darbesi yaptırılır ve kararlar bu güce yaslanarak, zorla uygulanmaya çalışılır.
Bu durumu Kenan Evren itiraf eder ve “12 Eylül Darbesi’nin 24 Ocak Kararları’nı uygulamayı mümkün kıldığını” belirtir.
12 Eylül Darbesi ile birlikte Türkiye, Uğur Mumcu’yu yaratan değerler ile yok etmeye çalışan kuvvetlerin mücadele alanına dönüşür.
Uğur Mumcu, “Kaplanın sırtında hüküm sürenler, bir gün o kaplana yem olmaktan kurtulamazlar.” diyerek son uyarısını da yapar.
Uğur Mumcu, 24 Ocak 1993’te Ankara’da Karlı Sokak’taki evinin önünde, piyasa ekonomisi zihniyetçileri tarafından arabasına konan C-4 tipi plastik bombanın patlaması sonucu suikasta kurban giderek yaşamını yitirir.
Sosyalist Cumhuriyet Partisi olarak Uğur Mumcu’ların bıraktığı yerden görevi devralıyoruz. Emperyalizmin desteklediği bölücü teröre ve ortaçağ kalıntısı tarikatlara karşı amansız mücadelemiz sürecektir. Kemalist devrimi tamamlama, tam bağımsız ve gerçekten demokratik Türkiye kurma yolunda Uğur Mumcu, mücadelemize ışık tutmaya devam ediyor.
Katledilişinin yıldönümünde, parçalarından doğan Uğur Mumcu ve 24 Ocak 2001’de suikastla katledilen Diyarbakır Emniyet Müdürü Ali Gaffar Okkan ve arkadaşlarını saygı ile anıyoruz.”
GÜNDEM
29 Mayıs 2023UNCATEGORİZED
29 Mayıs 2023EKONOMİ
29 Mayıs 2023EKONOMİ
29 Mayıs 2023GÜNDEM
29 Mayıs 2023GÜNDEM
29 Mayıs 2023SPOR
29 Mayıs 2023Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.