Sosyalist Cumhuriyet Partisi Genel Saymanı Av. Önder Kırmızıtaş, yaşanan ekonomik kriz sürecinin piyasacı politikalarla aşılamayacağını söyleyerek, iktidarın sözde ‘ekonomik kurtuluş savaşı’ adı altında sıcak para bulmak için ülkenin elde kalan son kaynaklarını da satmaya çalıştığını söyledi. Kırmızıtaş, “Çözüm üretim ve istihdam odaklı bir planlı ekonomik modeldedir” dedi.
Sosyalist Cumhuriyet Partisi Genel Saymanı Av. Önder Kırmızıtaş, ekonomide yaşanan olumsuz gelişmelere dikkat çekerek “Düne kadar ülkeyi ‘Varlığım tekelci ve işbirlikçi sermayeye armağan olsun’ anlayışıyla yöneten AKP iktidarı, bugün sözüm ona ‘Ekonomik Kurtuluş Savaşı veriyoruz’ diyerek vatandaşların ekonomik krize katlanmasını tavsiye etmektedir. Ancak lafla peynir gemisi yürümediğini, bu emekçi halk çok iyi bilmektedir. Dönüp ekonomide gelinen noktaya, atılan veya atılacak adımlara baktığımızda adeta vatandaşa karşı açılmış bir savaşla karşı karşıya olduğumuz gerçeği yüzümüze tokat gibi inmektedir” dedi.
GELİR DAĞILIMINDA Kİ EŞİTSİZLİK GİDEREK BÜYÜYOR
Özelleştirmeci ekonomi politikası nedeniyle Cumhuriyet Devrimi ile kurulan tüm fabrikalar bir bir satıldığını söyleyen Kırmızıtaş, “İğneden ipliğe her şeye zam üstüne zam yapılırken emekçi halkımızın satın alma gücü düşmekte, tek geçim kaynağı olan maaşlar erimektedir. Dün alınan bir ürün, ertesi gün aynı fiyata alınamaz olmuştur. Çarşı pazar el yakmaktadır. Halkımız dün sofrasından eksik etmediği gıda ürünlerini, bugün fahiş fiyatlar nedeniyle ya tane ile almaya başlamıştır ya da o ürünleri artık alamaz olmuştur. Mutfakta tencere boş kaynamaktadır. İşsizlik de her geçen gün artarak 8 milyona dayanmış durumdadır. Özellikle gençler, gelecekten umudunu yitirmiş, daha yaşanılır bir ülke için yurtdışına gitmenin yol ve yöntemlerini aramaktadır.
Diğer yandan emekçiler her geçen saat yoksullaşırken büyük sermaye sınıfı ise tam tersine servetlerine servet katmaktadır. Salgın günlerinde ülkemizde milyoner sayısı yüzde 35 artışla 332 bin kişiye çıkarken söz konusu milyonerlerin toplam servetleri son bir yılda 552.5 milyar TL artmıştır. Ülkemizde zengin ile fakir arasındaki gelir dağılımı eşitsizliği de giderek artmaktadır. Toplumun en zengin yüzde 20’sinin geliri, en yoksul yüzde 20’sinin gelirinin 8 katına çıkmış durumdadır. Yaklaşık 17 milyon insan, aldığı sosyal yardımlarla ayakta durmaya çabalamaktadır. Sıcak para ekonomisiyle gelinen noktanın vaziyeti ortadayken AKP iktidarı, ülkenin önemli stratejik kurumlarını ve ülke topraklarını yine sıcak para bulmak umuduyla başta Körfez sermayesi olmak üzere yabancı para baronlarına peşkeş çekmeye hazırlanmaktadır.
Biz emekçilerin yıllarca bin bir emekle ve kıt imkanlarla yarattığı değerleri her geçen gün elden gitmektedir. Cumhuriyet Devrimi ile kurulan onlarca sanayi tesisi, uygulanan özelleştirme politikalarıyla tek tek satılmıştır. Özelleştirme şampiyonu olan bu iktidar ülke ekonomisini üretemez hale getirmiştir. Bu haliyle ülke; şekerinden kağıdına, gübresinden kumaşına kendine yeten bir ülke olmaktan çıkarılarak tamamen dışa bağımlı hale getirilmiştir. Mevcut durum; özellikle döviz kurunda yaşanan dalgalanmayla, ülkeyi her türlü müdahaleye açık ve savunmasız, kırılgan hale getirmiştir” ifadelerini kullandı.
KENDİNE YETEN ÜLKEDEN HİÇBİR ŞEY ÜRETMEYEN ÜLKEYE
İktidarın günü kurtarma amacıyla ekonomik kurtuluş savaşı veriyoruz’ propagandası yaptığını belirten Kırmızıtaş, sıcak para bulmak için ülkede kalan son varlıklarında elden çıkarılmaya çalışıldığına dikkat çekti.
Kırmızıtaş açıklamasında şunlara yer verdi; “Elli yılı aşkın süredir ülkeyi yöneten iktidarların politikaları ile ülke ekonomisinin temeli olan tarım ve hayvancılık yok edilmiştir. Kendine yeten ülkeden, hiçbir şey üretemeyen ülke haline gelinmiştir.
Bugün ise “Sıcak para bulacağım” diye ülkede kalan son varlıklar da özellikle Arap sermayesine haraç mezat satılmaktadır. İş o kadar ileri bir noktaya vardırılmıştır ki ülkenin toprakları ve hatta ülke vatandaşlığı paraya tahvil edilir olmuştur. İktidar geçmişten ders almamış bu kez de ülkemizi düşük faiz yüksek kur politikasıyla emekçilerin alın terini peşkeş çekerek ucuz işçilikle ülkemizi yabancı sermaye çiftliği haline getirmenin çabası içine girmiştir.
Görünen o ki AKP iktidarı günü kurtarma telaşına düşmüş durumdadır. Bu haliyle ve bu bakış açısı ile değil ekonomik kurtuluş savaşı vermek, buna niyet dahi edilemez ki aslında bunun hamasetten ve oy ayartmaktan öte amacı olmadığının da her vatandaş farkındadır.”
ÇÖZÜM ÜRETİM VE İSTİHDAM ODAKLI PLANLI EKONOMİDE
Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik krizi aşmasında ki çözümün para bulup betona yatırmakta, ülkenin iktisadi kurumlarını haraç mezat satmakta, ülke emekçisinin alın terini, yabancı sermayeye peşkeş çekmekte olmadığını söyleyen Kırmızıtaş, “çözüm üretim ve istihdam odaklı bir planlı ekonomik modeldedir. Ülke ekonomisinin tek çözümü vardır, o da üretmektir. İşçisi, çiftçisi, köylüsü, milli sanayicisi üretmelidir. Devlet üretim ekonomisinin koşullarını yaratmalıdır.
İşte Sosyalist Cumhuriyet Partisi, tarihimizden almış olduğu birikim ve yılların vermiş olduğu deneyimle hazırlamış olduğu parti programıyla o çözümün tek anahtarıdır. Sosyalist Cumhuriyet Partisi Programında, “Milli devrimci iktidar, sınıfsal tahakküm, sömürü ve yabancılaşmayı ortadan kaldırmak yoluyla özgürleştirdiği ülkenin emek gücünü tam kapasiteyle seferber ederek üretimi geliştirir; halkın refahını amaçlayan, emeğe göre bölüşümü esas alan, bağımsız, kendi gücüne güvenen, kesimler arasında uyumlu, bölgeler arasında dengeler gözeten, halk mülkiyetini temel alan ve itici güç olarak değerlendiren planlı ve karma bir milli ekonomi inşa eder” ifadeleriyle aslında ekonomide süren yangını söndürecek iradeye sahip olduğunu kamuoyuna beyan etmektedir. Sosyalist Cumhuriyet Partisi ayrıca, ülkemizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için Türkiye’nin yurtseverlerini, ilericilerini ve devrimcilerini parti saflarında mücadele etmeye davet etmektedir” dedi.
News
