AV. ÖNDER KIRMIZITAŞ
Teneke
Çok şey bildiğini zannedip hiçbir şey bilmemek. Anadolu insanı hoşgörülüdür. Bilmemeyi ayıplamaz. Herkes her şeyi bilecek diye bir anlayış elbette söz konusu olamaz. İnsanımız, bildiğini zannedip, bilmeden konuşanı da hiç sevmez.
Günümüz toplumu öyle bir noktaya geldi ki bilgiye yetişmek neredeyse imkânsız. Bilgiye ulaşmak kolaylaştığı kadar zorlaştı da. Her yeni gün yeni bir şey öğreniyor, duyuyor, görüyoruz. Hâl böyle olunca ben her şeyi bilirim iddiası, anlamsızlaşıyor. Hayat, her şeyi bilme iddiasında olanlar için sürprizlerle doludur.
Dimyat’a pirince giderken yolda bulgursuz kalan çok olur!
Evdeki bulgurdan olanlara en güzel örnek, televizyon kanallarında boy gösteren kadrolu yorumcu-tartışmacılardır. Sayısı onu geçmeyen bu muhterem hanımlar, beyler ne hikmetse hemen her konuda fikir sahibidirler. Bilgi sahibi olsalar da olmasalar da mutlaka fikir sahibidirler. Elbette herkesin her konuda şöyle ya da böyle bir fikri olabilir. Ancak bu şahıslar her konuda, ama istisnasız her konuda uzmandırlar. Sağlık, siyaset, dış politika, güvenlik, kadın sorunu, hukuki meseleler vb. akla gelebilecek her şeyi bilirler.
Ancak meselenin içine girip de konu derinleşince aslında ahkâm kestikleri konularda ne kadar cahil oldukları gün gibi ortaya çıkar. O derece ki bu kadar cahilce, temelsizce ve gerçeğe aykırı lafı nasıl bir araya getirebildiklerine şaşar kalırsınız. Büyük büyük laflar eden, her şeyi herkesten çok bilen bu hanımlar ve beyler, bu kadar cahil olmayı ancak ve ancak tahsille başarabilirler diyen Sakallı Celal’e hak verirsiniz:
“Bu kadar cehalet ancak tahsille mümkün olur.”
İşte böylesini sevmez Anadolu insanı; ahkam keseni, üstten konuşanı. Hele hele hiçbir iş yapmayıp sadece konuşanı hiç ama hiç sevmez.
Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz
Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde.
Ziya Paşa
Çevremizde ne çok örneği var, suya sabuna dokunmayan, ama her şeyin en iyisini bilen, en süslü kelamı eden. İyidir, hoştur ama esas itibariyle boştur! İş yapmaz, işi yapanı beğenmez. İşin doğrusu, kendisi de bir işe yaramaz. Oysaki iş yapan yanlış da yapar, hata da yapar, yeri gelir kirlenir. İşe el atmayan, köşesinde oturur, hâliyle hata da yapmaz. Hatasız kuludur o tanrının. Tarihi ise iş yapanlar, hata yapanlar, ‘kirlenmeyi’ göze alanlar değiştirir. Bakın tarihteki büyük devrimcilere, iz bırakmış devlet-siyaset insanlarına hepsi de büyük işlerin yanı sıra hatalar da yapmışlardır, yeri gelmiş ‘kirlenmiş’lerdir de. İstisnası yoktur bunun. İşin doğası gereğidir.
Teneke…
Bu arada tenekeleri unutmamak gerek. Özellikle boş tenekeleri. Tenekeye vurunca ses çıkarır, boş teneke daha çok ses çıkarır. İçi boş olanın gürültüsü çok olur. Her şeyi bilen, işten çok laf üreten, içi boş tenekelerin gürültüsüne aldırmadan yaptığımız işe bakacağız. Yanlış da yapacağız, üstümüzü de kirleteceğiz, ama iş yapacağız.
Usta yazar Yaşar Kemal’in tenekesini alıp bu iş kaçkını tahsilli cahillerin peşinden büyük gürültü ile çalacağız.
Uğurlar olsun…
News
